Soykırımcı İsrail’in işlediği suçlara ilişkin delil raporları Gazze Mahkemesine sunuldu

Birleşmiş Milletler (BM) eski Filistin raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Gazze Davası: Son Oturum”un üçüncü gününde “Suç Ortaklığı, Uluslararası Sistem, Direniş ve Dayanışma” ele alındı.
Oturumda, gazetecilerin çatışma bölgesinde yaşayanların ifadelerini dijital ortamda arşivlemek amacıyla kurduğu “Witness Eye” platformunun temsilcileri, bu belgelerin korunmasının önemine dikkat çekti.
Witness Eye sözcüsü: “Witness Eye, soykırımın gölgesinde yaşayan insanların tanıklıklarını ve ifadelerini dijital ortamda arşivlemek için medya profesyonelleri tarafından kurulan bir platformdur. Aynı zamanda dayanışma gösteren ve Filistin davasını paylaşan insanların sesini yükseltmeyi de amaçlamaktadır.” dedi.
Platformun son iki yılda en az 100 tanık, delil ve dijital video topladığını belirten sözcü, “Özellikle Gazze’de yaşayan insanların yaptığı soykırımı kanıtlayan bu delili sunmak benim için bir ayrıcalık ve onurdur.” dedi.
İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) temsilcisi, olayların tanıklık yoluyla kayıt altına alınmasının önemine vurgu yaparak, “Biz her şeyi televizyondan izledik. Ama siz sadece tarihe kaydediyorsunuz. Biz görgü tanığıyız.” değerlendirmesini yaptı.
Uluslararası Hukukçular Birliği, Gazze’de sivillere, gazetecilere ve kurumlara karşı işlenen suçlara ilişkin 700 günü aşkın bir sürede derlenen 13 ayrıntılı raporu Gazze Mahkemesi’ne sundu.
Birlik sözcüsü, “İşgal güçlerinin gazetecilere karşı işlediği en az 250 suç var ve elimizde tüm detaylar var. İşgal güçlerinin sivillere karşı işlediği suçlara ilişkin raporlar da var.” dedi.

İşgal altındaki topraklarla ilgili başka bir raporun da bulunduğunu belirten sözcü, Gazze’de gıda ve yaşamsal kaynakları yok etmeye yönelik sistematik saldırılara dair kanıtların bulunduğunu vurguladı.
Sözcü, “Gazze Şeridi’nde kanser hastalarının tedavi edildiği tek hastaneyle ilgili de elimizde bir rapor var” dedi. dedi.
Sözcü, ülkelerin uluslararası sorumluluğunu hatırlatarak, “Savaş suçu işliyorlar, işgal ediyorlar, tüm insanlığa karşı suç işliyorlar. Bu tüm insanlığın sorumluluğudur.” dedi.
“Gazze Mahkemesi” girişimi.
Gazze Mahkemesi, işgalci İsrail’in saldırıları sırasında Gazze’de yaşananların hukuki, siyasi ve etik yönlerini araştırmak üzere kuruldu.
Bağımsız bir girişim olarak doğan, insanlığın ve vicdanın mahkemesi olan “Gazze Mahkemesi”, uzun bir hazırlık sürecinin ardından ilk uluslararası toplantısını İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleştirdi.
BM eski Filistin Özel Raportörü Falk liderliğinde yürütülen projenin başkanlık heyetinde eski BM Özel Raportörleri Michael Lynk ve Hilal Elver’in yanı sıra Raji Sourani, Susan Akram, Ahmet Köroğlu, Diana Buttu, Cemil Aydın ve Penny Green yer alıyor.
Mahkemenin önemli bileşenlerinden biri olan “mahkeme üyeleri” arasında dünyanın farklı yerlerinden çok sayıda tanınmış isim yer alıyor.
Bunlar arasında Ilan Pappe, Jeff Halper, Ussama Makdisi, Ayhan Çitil, Cornel West, Avi Shlaim, Naomi Klein, Aslı Bali, Mahmood Mamdani, Craig Mokhiber, Hatem Bazian, Mehmet Karlı, Sami Al Arian, Frank Barat, Hassan Jabareen, Willy Mutunga, Victor Kattan ve Zafer Britanya. mevcuttur.
Mahkemenin kuruluş ve hazırlık toplantısı kamu vicdanı esas alınarak Kasım 2024’te Londra’da, ikinci aşaması ise Mayıs 2025’te Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da gerçekleştirildi.
Mahkeme, İsrail’in Gazze’deki soykırımını ve Filistin halkının hak ihlallerini çok boyutlu bir perspektiften inceleyerek gündeme getirmeyi ve uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi amaçlıyor.



